Fed yetkilerinden farklı mesajlar…

Sözcü’de yer alan habere göre, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) şahin adımlarının sonuna geldiği ve gelecek yılın ilk yarısında faiz indirimlerine başlayabileceği ihtimali güçlenirken, beklentiler çoğu Fed yetkilisinin son haftalarda yaptığı basın açıklamalarıyla örtüşmüyor.

Birçok yetkili, faiz oranlarının enflasyonu düşürmek için doğru seviyede olduğu konusunda kendilerini daha rahat hissetse de, çoğu hâlâ faiz artırımı seçeneğini masada tutuyor ve oranların bir süre daha yüksek kalacağını öne sürüyor.

Fed Başkanı Jerome Powell Atlanta’da cuma günü yaptığı konuşmada faiz indirimini konuşmak için erken olduğunu ve daha fazla faiz artışı olabileceğini belirtti.

Powell “Yeterince kısıtlayıcı duruşa ulaştığımıza dair sonuca varmak veya faiz indiriminin zamanlaması hakkında tahminler yapmak için erken. Eğer gerekli olursa daha fazla sıkılaşmaya hazırız” dedi.

FED YETKİLİLERİNDEN BELİRSİZ MESAJLAR

Diğer Fed yetkileri de bu hafta Powell’a benzer mesajlar verdi.

New York Fed Başkanı John Williams, Fed’in faiz artırımlarını muhtemelen tamamladığını, ancak enflasyon baskılarının hafiflemeye devam etmemesi halinde faizlerin yeniden yükseltilebileceğini söyledi. Fed’in faizleri ne zaman düşürebileceğine ilişkin soruları geçiştiren ve bunu “geleceğe yönelik” varsayımsal bir endişe olarak nitelendiren Williams “Gelecek oldukça belirsiz ve kararlarımız verilere bağlı olmaya devam edecek” dedi.

San Francisco Fed Başkanı Mary Daly ise faiz oranlarının enflasyonu kontrol etmek açısından ‘iyi bir yerde’ olduğunu ancak faiz artışlarının bittiğini söylemek için erken olduğunu söyledi.

Philadelphia Fed Başkanı Patrick Harker, “politika faizindeki düşüşün kısa vadede gerçekleşmesi muhtemel bir şey olmadığını” belirtti.

FAİZ ARTIŞINI DESTEKLEYEN FED YETKİLİLERİ

Fed yetkilileri faiz konusunda ayrışırken faiz oranlarının hâlâ yükselmesi gerekip gerekmediğine yönelik farklı açıklamalar geliyor.

Fed Yönetim Kurulu Üyesi Michelle Bowman, Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari ve Boston Fed Başkanı Susan Collins, daha fazla faiz artışına ihtiyaç duyulabileceğini düşündüklerini söyledi.

Başkan Bowman geçtiğimiz salı günü Utah’ta yaptığı bir konuşmada, “Temel ekonomik görünümüm, enflasyonu yüzde 2’lik hedefimize zamanında indirmek için politikayı yeterince kısıtlayıcı tutmak amacıyla federal fon oranını daha da artırmamız gerekeceğini beklemeye devam ediyor” dedi.

Powell’ın da aralarında bulunduğu daha büyük bir grup ise her iki seçeneğe de açık olduklarını açıkça ortaya koydu: Faizleri sabit tutmak ya da gerekirse daha da yükseltmek. Faiz oranlarını yüzde 2’ye düşürmek için yapılması gereken daha çok iş olduğunu savunuyorlar.

Bu grupta Başkan Yardımcısı Philip Jefferson ve Fed Yönetim Kurulu Üyeleri Lisa Cook ve Michael Barr’ın yanı sıra Williams ve Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee de yer alıyor.

YATIRIMCILAR FAİZ İNDİRİMİNE İNANIYOR

Fed yetkililerinin faiz oranlarının yüksek kalmaya devam ettiğine ilişkin uyarıları, yatırımcıların Fed’in 2024’ün ilk yarısında yakında faiz indirimine gideceğine inanmasını engellemedi.

Pershing Square Capital Management’ın kurucusu Milyarder Bill Ackman bu hafta kesintilerin ilk çeyrekte gelebileceğini öngörerek ortalığı karıştırdı.

Cuma günü, Powell’ın faiz indirimlerini düşünmek için çok erken olduğu uyarısında bulunmasına rağmen mart ayında faiz indirimi ihtimali yüzde 55’e yükseldi. Yatırımcılar, faiz indirimi beklentilerini bu hafta enflasyonun bir kez daha yavaşladığını gösteren yeni verilere bağladılar.

Yatırımcılar aynı zamanda bahislerini desteklemek için bir Fed yetkilisi Chris Waller’in yorumlarına da odaklandı. Waller, düşen enflasyonun, reel ekonomi zayıflamasa bile eninde sonunda faiz indirimlerini gerektireceğini söyledi. Waller, enflasyonun yeterince düşmesi halinde faiz oranlarının yüksek seviyelerde tutulmasına gerek olmadığını belirten politika kurallarına işaret ederek, “Enflasyonun gerçekten düştüğünden ve düşme yolunda olduğundan emin olursak, o zaman sadece enflasyon düştüğü için politika faizini düşürmeye başlayabilirsiniz” dedi.

Fed yetkililerinin çoğunun kamuoyu önünde temkinli yorumlar yapmasının bir nedeni, çok erken zafer ilan etmeleri halinde bu tür bir dilin finansal koşulların gevşemesine katkıda bulunabileceği ve bunun da Fed’in enflasyonu yüzde 2’ye indirme hedefine ulaşmasını zorlaştırabileceği korkusu olduğu belirtiliyor.

Fed en son temmuz ayında faiz artırımına gitmişti ve son iki politika toplantısında faiz oranlarını 22 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tutmuştu. Bu yıl son kez 12-13 Aralık’ta toplanan Fed’in üst üste üçüncü toplantıda faiz oranlarını sabit tutması bekleniyor.

PİYASALARI NASIL ETKİLEDİ?

Dolar endeksi düşüş eğilimini üst üste üçüncü haftaya taşıyarak, haftayı yüzde 0,2 azalışla 103,2 seviyesinden tamamladı. Aylık bazda da yüzde 3 azalışla bu yılın en sert aylık düşüşünü kaydetti.

Altının ons fiyatı, 2 bin 75 doları aşarak rekor kırarken, yüzde 3,4 artışla haftayı 2 bin 71,5 dolardan tamamlayarak tüm zamanların en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi.

ABD 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 27 baz puan gerileyerek yüzde 4,20 seviyesine indi. Böylece, söz konusu getiri son 3 ayın en düşük seviyesine gelmiş oldu.

Söz konusu gelişmelerle birlikte New York borsası yükseliş eğilimini üst üste beşinci haftaya taşırken, Dow Jones ve S&P 500 endeksi yaklaşık son iki yılın en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi.

patronlardunyasi.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir